20.01.2014

Hacı Dedem

Geçen hafta yazacaktım bu yazıyı, sınavlar yüzünden fırsat bulamadım şimdi ancak fırsat buluyorum.
13 Ocak rahmetli dedemin ölüm yıldönümüydü. 9 yıl olmuş vefat edeli. Annemin babası olan dedemden bahsediyorum. Babamın babası "hoca dedem", annemin babası "hacı dedem".
Hacı dedem kendimi bildiğimden öldüğü tarihe kadar sesini çok çok nadir duyduğum dedemdi. Köye her gidişimizde, öncesinde geleceğimizi haber verdiğimiz zamanlarda yani, durağın orada bizi karşılardı. Otobüsten iner inmez O'nun o bir eli bastonda diğeri belinde köy okulunun duvarının orada bekliyor oluşu beni çok mutlu ederdi. Hızlı hızlı yanına gider elini öperdim. Sonra hemen bakkala giderdik.
Evde olduğu zamanlarda genelde sobanın arkasındaki divanında uyuklardı. Yatış şeklini kuzenlerimle taklit etmek çocukluğumun unutamadığım anlarından.
Dedem 1926 doğumluymuş. Atatürk öldüğünde ilk okuldaymış. Dedem keşke ben daha büyükken ölseydi diyorum çoğu zaman. O'nu konuşturmak, tarihle ilgili sohbetler etmek isterdim. Hayat tecrübelerinden faydalanmak isterdim.
Şimdi denk gelen çoğu yaşlıyı konuşturuyorum, onların gözleri dolu bir şekilde geçmişi anlatışları o kadar çok hoşuma gidiyor ki video kameram olsa da kayıt yapabilsem diyorum. Çevremizde o kadar güzel insanlar, konuşacak o kadar güzel konular var ki vaktimizi böyle güzel işlerle değerlendirebilsek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder