21.12.2015

Feda Edilen Nesiller

1980 darbesi öncesi başörtüsüyle başladığı hukuk fakültesine darbe sonrası başörtüsüyle devam edemeyeceği için ara verip yıllar sonra bitirebilen bir ablamızın konuşmasını dinleme fırsatı buldum geçen haftalarda. Abla 1980 darbesinin ve 28 Şubatın tüm acılarını yaşamış ve bu acılarını ağlayarak anlatınca hepimizi ağlatmıştı. "Bazılarının feda edilmesi gerekir. Bizler feda edilen nesiliz. " dedi. Bu cümle o anki etkisinden daha fazla etki etti dün. Şahit olduğum manzara bana da kendimi feda edilmiş bir nesildenmiş gibi hissettirdi.

Dün ikindi vakti metroaltındaki camide yedi sekiz kız çocuğunu gördüm on yaşında gibi gözüküyorlardı. İkisi aynı kıyafeti giyip başörtüsünü örtmüş olunca ikiz olduklarını sandım. Küçük meleklerle konuşup imam hatip ortaokulunda 5.sınıf öğrencisi olduklarını ve aynı zamanda hafızlık eğitimi aldıklarını öğrendim. Hocaları aralarından isteyenleri aynı kıyafet ve başörtüsü almak için getirmiş Kızılay'a. "O yaşta çocukların başını örtmesi çok saçma, özgür iradeleri yok.." gibisinden şeyler söyleyecekler lütfen uzak dursunlar. Beş altı yaşındaki çocuklar oje sürüp mini etek giymeyi isteyebilecek kadar özgürlerse on yaşındaki bir çocuk da başını örtmek isteyebilir.

O güzelleri görünce o yaştaki halimi düşündüm. Beşinci sınıftan küçük çocukların Kur'ân-ı Kerim kurslarına gitmesi için bazı cesur hocaların onları teftiş yapılamayacak erken saatte gizli gizli okuttuğu dönemde çocuktum. Annemle Kur'ân-ı Kerim okuma toplantılarına korkarak gidiyorduk, gidilen toplantılara "altın günü" süsü verildiğine, birini beklemezken kapı çaldığında korkuyla Kur'ân-ı Kerimler in saklanıp el işlerinin meydana çıkarıldığına şahit olan bir çocuktum. Dini yaşamanın gizlenerek, sanki yasak bir şey yapılıyomuş gibi korkuların hissedildiği bir dönemde çocuktum.

28 Şubat sonrası imam hatip okullarının kapatılması, Kur'ân-ı Kerim kurslarında beşinci sınıfı bitirmemiş öğrencilerin kaydedilmemesi bizim neslimizin de feda edilmesine neden olmadı mı aslında? Şimdi küçük meleklerimiz beşinci sınıfta hafızlık eğitimi alabiliyorken bizler beşinci sınıftan önce elif ba bile öğrenme imkanı bulamıyorduk yerine göre.

Büyüyüp lise çağına geldiğimizdeyse imam hatip lisesine gitmek aklımızın ucundan dahi geçmiyordu; çünkü eğer oraya gidersek iyi üniversitelerde, iyi bölümlerde okuyamazdık. 28 Şubatın yerleştirdiği dindar insanların hayattan soyutlanmasına neden olan zihniyetin yıkılması için iyi üniversitelere, iyi bölümlere gitmemiz gerekiyordu ama imam hatip mezunu olarak bunu yapamayacağımız için diğer liselere gittik.

Tüm bu anlattıklarım bizim neslimizin de bir şekilde feda edildiğini düşündürüyor bana. Başta bahsettiğim abla "Çok bedel ödendi, çok kalpler kırıldı." dedi ve ilave etti "Sizlere bakıyor ve diyorum ki ektiğimiz tohumlar boşa gitmemiş." Ben de diyorum ki bu sistem bir şekilde bizi de mağdur etmiş olsa da gelecek nesiller adına ümitliyim. Dün gördüğüm o güzel melekler bana bu ümidi verdi. Rabbim onların sayısını çoğaltsın ve bu ülkenin nesillerinin hayırlı akıbeti için çalışanların yollarını açık eylesin. Âmin.

Vaktinizi ayırıp okuduğunuz için Allah razı olsun.
21.12.2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder