17.02.2014

Tren ve Şiir

Hızlı tren nedir bilmezden evvel tren yolculukları benim en büyük heyecanımdı. İlk tren yolculuğumu 1. sınıfa giderken 20-23 nisan arası bir tarihte yapmıştım. Abim Gebze'de özel bir lisenin sınavına girecekti, yengemin ablası da o ilçede yaşadığı için cümbür cemaat trene binip gitmiştik Gebze'ye. O zamanlar bu kadar lüks değildi trenler. Güvenlik kontrolünden geçmezdik. Ya da ne bileyim şık giyinimli kadın görevliler ilgilenmezdi. Biletimize girişte değil trene bindikten sonra bakılırdı, istersek biletsiz binip sonrasında bilet alabilirdik ama ceza ödeyerek. Bilet bulamazsak, yer olmazsa ayakta bile gidebilirdik babamın dediğine göre. Ama biz bilet bulabilmiştik. Sonra kondüktör dedikleri benim bir türlü söylemeyi beceremediğim bilet kontrol görevlisinin gelmesini beklemiştim heyecanla. Bana bilet almamışlardı, annemle babamın arasında oturuyordum. Babam korkutuyordu "Biletin yok diye seni trenden atacaklar birazdan." diye. İlk tren yolculuğum bu şekilde heyecanla başlamıştı. Tünellerden geçerken kuş gibi çığlıklar atarak heyecanıma heyecan katıyordum.

Sonra arkası kesilmedi tren yolculuklarımın. Her yıl en az bir kez abimin yanına gider olmuştuk. Eskişehir- Gebze arası tren yolunu artık ezberler gibi olmuştum. Gebze'ye bazı gidişlerimizde banliyö treniyle İstanbul'a geçerdik. Onlar da çok zevkli anlardı benim için.

5. sınıfın yazında İzmir'e gittik trenle. Gebze yolculuğundan daha uzun sürmüştü ve elektrikli yerine kömürlü trenle olduğundan daha yavaştı. Çok fazla hatırlamıyorum nedense o tren yolculuğumu.

10.sınıfta Konya'ya tren yolculuğum en sevdiğimdi. Trende kağıt kalemi bırakmadan şiir ve yazı yazmıştım. Rayların üstünde akıp giderken zaman ben sanki ruhumun derinliklerine yol alıyordum. En zevkli yazdığım şiirlerim o tren yolculuğundaydı desem yeridir.

11. sınıftayken nerden esmişti hatırlamıyorum ama İstanbul'a gitmiştik tren seferleri bitmeden önceki son gidişimizdi. O yolculukta şiir yazma teşebbüsüm olmamıştı ama İstanbul'a gitmiş olmak zaten şiir yazma hazzını veriyordu.

O zamandan beri normal trenlere binmedim. Hızlı trenler güzel teknoloji iyi ki varlar ama benim için apayrı bir önemi haiz tren yolculuğunun eski tadı kalmadı artık. Trenin raylar üzerinde aldığı sesi duymak, o ritme kendimi kaptırmak en çok özlediğim şeyler arasında. Ve tabii ki o ritim eşliğinde şiir yazmayı özledim. Şimdi nerdeyse ayda iki kez trene biniyorum ama ben kağıdı kalemi elime alana kadar gideceğim yere varmış oluyoruz bir de hızdan dolayı konsantre olamıyorum yazmaya.

Belki de bunlar bahane benim içimdeki şiir damarı kurudu. Bilemem...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder